İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | look forward f. | dört gözle beklemek | ||
I look forward now to your discussion of the report. Şimdi raporu tartışmanızı dört gözle bekliyorum. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | look forward to f. | iple çekmek | ||
I'm looking forward to the next month. Önümüzdeki ayı iple çekiyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | look forward to f. | beklemek | ||
We look forward to you giving definite answers to them. Bu sorulara kesin yanıtlar vermenizi bekliyoruz. More Sentences |
||||
Genel | look forward to f. | sabırsızlıkla beklemek | ||
I look forward to this speedily becoming European law. Bunun hızla Avrupa yasası haline gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum. More Sentences |
||||
Genel | look forward to f. | can atmak | ||
I am looking forward to meeting you when you come. Geldiğinde seninle görüşmeye can atıyorum. More Sentences |
||||
Genel | look forward to f. | dört gözle beklemek | ||
We, in this House, look forward to the fulfilment of Romania's European vocation. Bizler bu Mecliste Romanya'nın Avrupa misyonunu yerine getirmesini dört gözle bekliyoruz. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | look forward to f. | beklemek | ||
We are looking forward to hearing from you. Sizden haber bekliyoruz. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | look forward to f. | dört gözle beklemek | ||
We look forward to working closely with you. Sizinle yakın çalışmayı dört gözle bekliyoruz. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | look forward to f. | sabırsızlanmak | ||
There's not much to look forward to. Sabırsızlanacak pek bir şey yok. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | look forward to f. | sabırsızlıkla beklemek | ||
I look forward to continuing cooperation between Commission and Parliament in the implementation of this programme. Bu programın uygulanmasında Komisyon ve Parlamento arasındaki işbirliğinin devam etmesini sabırsızlıkla bekliyorum. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şey) için sabırsızlanmak | ||
We look forward to seeing part two. İkinci bölümü görmek için sabırsızlanıyoruz. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | look forward to f. | dört gözle beklemek | ||
Apart from that, we are really very happy with the way this is going forward and look forward to voting for it tomorrow. Bunun dışında, bu sürecin gidişatından gerçekten çok memnunuz ve yarınki oylamayı dört gözle bekliyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | look forward to doing f. | yapmayı dört gözle beklemek | ||
Genel | look forward to (doing something) f. | (bir şeyi) iple çekmek | ||
Genel | look forward to working f. | çalışmayı iple çekmek | ||
Genel | look forward to working f. | çalışmayı dört gözle beklemek | ||
Genel | look forward to his/her coming/arrival f. | gelişini dört gözle beklemek | ||
Genel | look forward to taking someone to bed f. | birini yatağa götürmek için can atmak | ||
Genel | look forward to f. | istekle beklemek | ||
Genel | look forward to seeing f. | görmek icin sabırsızlanmak | ||
Genel | look forward to f. | iştiyakle beklemek | ||
Genel | look forward to f. | 4 gözle beklemek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | look forward to f. | gerçekleşmesini istemek | ||
Öbek Fiiller | look forward to f. | ummak | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şeyi) iple çekmek | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şeye) can atmak | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şeyi) sabırsızlıkla beklemek | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şeyi) dört gözle beklemek | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şeyi) beklemek | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şeye) hazır olmak | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şey) için plan yapmak/hazırlanmak | ||
Öbek Fiiller | look forward to (something) f. | (bir şeyi) hesaba katmak | ||
Phrases | ||||
İfadeler | I look forward to hearing from you expr. | cevabınızı dört gözle bekliyorum | ||
İfadeler | I look forward to hearing from you expr. | cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum | ||
İfadeler | I look forward to your reply expr. | cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum | ||
İfadeler | I look forward to your reply expr. | cevabınızı dört gözle bekliyorum | ||
Speaking | ||||
Konuşma | I look forward to hearing from you soon expr. | en kısa zamanda sizden haber bekliyorum |